
"Doğanın Ritminde, Lokasyondan Bağımsız"




Kantaron Yağı
"Doğanın Ritminde Üretim"
Kantaron Yağı (St. John's Wort Oil / Hypericum Perforatum) 20 ML
İçten Damlalıklı Cam Şişe
Vadideki Kesre Köyü’nden En Doğal Hali ile, işlem görmeden, seyreltilmeden evinize...
Sarı Kantaron Yağı; Sarı Kantaron Otundan elde edilir. Kantaron yağının ve kantaron otunun gerçekten şifalı olabilmesi için; Sarı Kantaron Otu’nun toplandığı bölgenin egzoz dumanından uzak, ilaçsız tarım yapılan, temiz toprakta, doğada olması çok önemlidir. Bu yüzden; her yıl Mayıs Ayı’nda; yaşadığımız ve Çizgi Atölye olarak üretim yaptığımız İzmir’e bağlı Claros Antik Bölgesi’ne yakın; Efes, Selçuk, Tire, Teos, Seferihisar, Kuşadası, Menderes, Samos (Sisam) Adası ile çevrili Kuşadası Körfezi’ne kıyısı olan Ege’nin sahil kasabası Özdere’de, bölgenin ilk yerleşim köyü olan Kesre Köyü’nden (Cumhuriyet Mahallesi) bir vadide konumlanmış olan orman ve dağlarla iç içe köyümüzdeki, ilaçsız tarım yapan yerel üreticilerimizin temiz, egzoz dumanından uzak topraklarından taze (yaş) toplanan Sarı Kantaron Otu, bölgemizin yerel üreticilerinden soframızda da kullanmak için aldığımız Doğal Zeytinyağı ile harmanlanarak 45 gün güneşte demlenir ve Cam şişelerimizdeki mucizevi kırmızı rengini alır. Kantaron Yağı, güneşte demlendikten sonra tamamen serin, gölge bir yere alınarak hiç ışık görmemesi sağlanır. Kantaron Yağı, Geleneksel Yöntem (Maserasyon Yöntemi) ile doğanın ritminde üretimdir. %100 Doğaldır. Sarı Kantaron Otu ve Doğal Zeytinyağını güvenerek tercih ettiğimiz, yerel üreticilerimizden özellikle seçerek, yerel üreticilerimizi de gözetmeyi amaçlayan bir üretim anlayışına sahibiz. Üretimimizde dayanışma içinde olduğumuz, bölgemizin yerel üreticileri, atölyemizin gizli kahramanlarıdır. Şehirlere temiz gıda taşınmasında gerçek emekçilerin ve gerçek kahramanların, temiz topraklarda, ilaçsız tarım yapan köylerdeki emekçi çiftçilerimiz olduğunu bilerek; onları gözeten, destekleyen, kalkındırılmasını sağlayan bir üretim anlayışına sahibiz. Onlar üretime devam ettikçe şehirlerimize de gıda taşınmaya devam edecektir. Bunun kıymetini elimizden geldiğince bilmeye çalışarak, üretimlerinin bir parçası olarak onlara olan sorumluluğumuzu yerine getiriyoruz. Kantaron Yağının doğal ve sağlıklı olmasını onlara ve yaşadığımız bölgenin doğasına borçluyuz. Doğanın ritminde bir üretim olduğu için, sadece Mayıs Ayı’nda yetişen ve toplanan Sarı Kantaron Otu, yılın başka herhangi bir zamanında üretime izin vermez. Bu yüzden sadece Mayıs Ayı’nda üretime başlarız ve Temmuz – Ağustos Aylarında Kantaron Yağlarımız kullanıma hazır hale gelir. Kantaron Yağlarımız sağlık için önemli olan doğal materyallerde üretilir ve ambalajlanır. Bu yüzden üretimde ve paketlemede cam ambalaj tercih ediyoruz. Kantaron Yağlarımız; 20 ML, içten damlalıklı, kilitli ve sızdırmaz kapaklı, koyu renkli, ışık geçirmez cam şişelerde, pelur kağıdına sarılarak, kraft kutusunda özenle paketlenir ve kargolanır. Online Siparişlerinizi, Shopier, Trendyol, Pazarama Mağazalarımızdan güvenle oluşturabilirsiniz. Özenle paketlenen siparişleriniz, plastiksiz kargo ile kağıt, karton ambalajlarda gönderilir. Siparişleriniz 1- 2 iş günü içinde kargoya teslim edilir. Kantaron Yağı; Aromaterapi’de, Fizyoterapilerde, Masajda, doğal çift taraflı yeşim taşı masaj aleti roller ile yüz masajında, Cilt Bakımında, Yanıklarda, Yaralarda, Günlük cilt bakım yağı ve nemlendirici olarak da Hücre yenileyici, sakinleştirici, iyileştirici, nemlendirici etkisiyle kullanılır. Üretim anlayışımızın ve ürünlerimizin Çizgi Atölye dostlarına değer katması dileğiyle… Müge Cihan Çizgi Atölye Kurucu Ortak Dikkat: İlaç Değildir! Kantaron Yağı (St. John's Wort Oil / Hypericum Perforatum) Faydaları: •Antiseptik özelliklerinden dolayı yaralarda mikrop ve iltihap oluşumunu önler. •Yara ve yanık izlerini iyileştirir. •Güneş yanıklarında kullanılır. •Yanık acısını azaltır. •Ciltte akne ve sivilce oluşumunu engeller. •Sırt ve bacak ağrılarında masaj yağı olarak kullanılır. •Kantaron yağı hücre yenilenmesine yardımcı olur. •Cildi ölü hücrelerden arındırır. •Kantaron yağı masajı baş ağrılarını önlemeye yardımcı olur. •Aroma Terapide kullanılır. •Fizyoterapide kullanılır. •Kantaron Yağı, doğal çift taraflı yeşim taşı masaj aleti roller ile yüz masajında kullanılır. •Nemlendirici özelliği sayesinde cilt bakımında doğal nemlendirici olarak kullanılır. •Sakinleştirici etkisiyle depresyon, stres ve somatik bedensel sıkıntıların tedavisinde kullanılır. Kaynakça: Akademik Makaleler; https://academicjournals.org/journal/AJPP/article-abstract/40B145427539 https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0378874110005131 https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0378874106005599 https://peerj.com/articles/7133/ Etimoloji Antik çağlarda doğaüstü özelliklere sahip olduğuna inanılan H. perforatum türünün cins ismi olan Hypericum, Yunanca bir kelime olan “υπερεικον” (upereikon) sözcüğünden gelir. "Υπερ" sözcüğü "yukarı", "εικων" sözcüğü ise "ikon" anlamına gelmektedir: Upereikon, Antik Yunanlılar tarafından kötü ruhları uzaklaştırmak için yüksek yerlere asılan dini figürlere verilen isimdir. Türün belirleyici adı olan "perforatum" ise, bitki ışığa tutulduğunda yaprak ve çiçeklerinde görülen saydam salgı bezlerinin oluşturduğu delikli görünümden dolayı "delikli" anlamına gelen "perforated" kelimesinden türemiştir. (Kaynakça: https://evrimagaci.org) Antik Çağ Deniz Ticareti'nde Sarı Kantaron (Hypericum perforatum); Yiyeceklerin tıbbi kullanımı da çok yaygındı, çoğu spesifik ve her derde deva ilaç, temelde bitki ve sebzelerden oluşuyordu, bunlara inorganik veya hayvansal maddeler ile bazen de baharatlar karıştırılıyordu. şarap ve sirkenin hafif, zift ve neftyağının daha kuvvetli antiseptik özelliği olduğu Yunan ve Romalı tıp yazarları tarafından biliniyordu. şarap, diyare ve soğuk algınlığı tedavisinde de öneriliyordu. Ayrıca, Roma yerleşim merkezlerinde bulunan incir kalıntıları muhtemelen ilaç olarak alınmışlardı. Kömür ateşinde pişirilen incir, öksürükte suyundaki şeker de yara ve ülser tedavisinde kullanılıyordu. Kantaron, yaralarda, göz hastalıklarında, yılan sokmasında antidot olarak, boy otu (trigonella foenumgraecum) plörezi ve pnömoni tedavisinde, ban otu, ağrı kesici ve uyku ilacı olarak, kanamalar, dizanteri ’de, binbirdelik otu (hypericum perforatum / Sarı Kantaron Otu) kullanılmıştır. Bütün bu bitkiler kazılarda saptanmıştır. Kaynakça; İSTANBUL ÜNİV. SOSYAL BİLİMLER ENST. COĞRAFYA ANABİLİM DALI DOKTORA TEZİ – “ANTİK ÇAĞ’DA BATI ANADOLU’DA DENİZ TİCARETİ VE LİMANLAR” – HÜSNİYE ESRA TUFANOĞLU / TEZ DANIŞMANI: PROF. DR. SUNA DOĞANER (İSTANBUL, 2017) APİKAM TEZ LİNK: https://www.apikam.org.tr/YuklenenDosyalar/Dokumanlar/5d689fd0-4c42-443f-a22f-ef12c2ede692502898.pdf “St.John’s Wort” İsmi Nereden Geliyor? St.John’s wort ( Hypericum perforatum ), Hypericaceae familyasından, ilk kez Vaftizci Aziz John’un doğum günü etrafında çiçek açtığı söylenen parlak sarı çiçekleri ile adlandırılan çiçekli bir bitkidir. “Wort” kelimesi Eski İngilizce ’de “bitki” anlamına gelir. Avrupa’ya özgü sarı, yıldız şekilli çiçekli bir bitkidir. Halk tıbbında yüzyıllardır birçok rahatsızlığı tedavi etmek için kullanılmıştır. John’s Wort ekstreleri hiperisin ve hiperforin gibi aktif bileşenler içerir. a-Pinen, caryophyllene, caryophyllene oxide, germacrene D ve 2-mhyloctane, dünyanın farklı yerlerinden toplanan H. perforatum esansiyel yağının ana bileşenleri olarak tanımlandı. Bitkinin anti-enflamatuar, antimikrobiyal, antioksidan ve antikanser özelliklerine sahip olduğu söylenir. Kaynakça; https://www.drozberk.com/blog/index.php/2020/06/11/sari-kantaron-yagist-johns-wort-oil/ St. John Kimdir? Nerede Yaşadı? Hristiyanlığın en önemli figürlerinden biri sayılan St. John ( St.Jean), İsa'nın 12 havarisinden biri. "Aziz Yahya” olarak da bilinen St. John'ın, "Yahya İncili”ni Efes'te yazdığı düşünülüyor. St. John'ın mezarı üstüne inşa edilen bazilika ise erken Hristiyanlık döneminin en önemli tanıklarından. İsa'nın çarmıha gerilişinden sonra, en sevdiği havarisi St. John'un Meryem Ana'nın Kudüs'te kalmasını sakıncalı bulup Efes'e kaçırdığı rivayet ediliyor. St. Jean'ın mezarı üstüne Bizans imparatoru Justinianus tarafından M.S. 1. yüzyılda inşa ettirilen St. Jean (Aziz Yahya) Kilisesi, dönemin en büyük yapılarından biri… Altı kubbeli kilisenin merkez kısmında St. Jean'ın mezarı bulunuyor. Kubbesi 12 sütunla desteklenen kilisede, M.S 4.yüzyıla tarihlenen bir vaftizhane de bulunuyor. Bazilikanın kapısı da özel bir ilgiyi hak ediyor. Hristiyanlığın yayılmasından sonra Efes halkının M.S. 7. yüzyıldan sonra Ayasuluk'a taşınması ile St. Jean bazilikası Efes'teki eski piskoposluk kilisesinin yerini aldı. Ayasuluk St.Jean Örenyeri Adres: İsa Bey Mahallesi, St.Jean sok. No:4 Selçuk - İzmir / Turkey Kaynakça; https://muze.gov.tr